
Ekim ayının ilk haftası, demir-çelik sektörü için küresel ticaretin kurallarını yeniden yazacak gelişmelerle başladı. 8 Ekim 2025 itibarıyla Türkiye, bir yandan rekor ihracat verileriyle gücünü gösterirken, diğer yandan AB'nin sertleşen korumacılık politikaları nedeniyle yeni risklerle karşı karşıya. Bu analiz, sektördeki kritik dengeyi ve risk-fırsat tablosunu detaylıca ele almaktadır.
1. Küresel / Dış Pazar Gelişmeleri ve Belirsizlikler
Küresel çelik talebinde 2025 yılı için beklenen büyüme (%1,2) sınırlı kalırken, büyük ekonomilerin korumacı hamleleri piyasayı yönlendiriyor. ABD'deki üretim gerilemesi ve Çin'in ihracat baskısı, ana gündem maddelerini oluşturmaktadır.
AB'nin Kotaları Sertleştirme Planı: Türkiye'ye Yönelik Risk
AB Komisyonu'nun çelik ithalatlarının ticarete açık kısmını küçültmeyi ve kota üstü hacimlere uygulanacak tarifeyi %50’ye çekmeyi önermesi, en kritik gelişmedir. Bu adım, hem Çin'i hem de Türkiye gibi büyük ihracatçıları doğrudan hedef almaktadır.
- Kopya Etki (Çin İhracatı): İç talebi yetersiz kalan Çin, 2025’te çelik ihracatını rekor seviyeye taşıma eğilimindedir. AB'nin daraltıcı politikaları, Çin çeliğini diğer pazarlara (MENA, Kuzey Afrika) yönlendirerek buralardaki fiyat baskısını artırma potansiyeline sahiptir.
- ABD Üretimi: 4 Ekim haftasında ABD'nin ham çelik üretiminin bir önceki haftaya göre %1,2 düşüş göstermesi, Kuzey Amerika pazarında da talebin temkinli kaldığını gösteriyor.
2. Türkiye / İç Piyasa ve İhracat Performansı
Türkiye'nin demir-çelik endüstrisi, ithalat kısıtlamalarına rağmen ihracatta güçlü bir ivme yakalamıştır. Ancak hammadde tedarikinde izlenen trendler, uzun vadede maliyet baskısı yaratabilir.
İhracat Verilerinde Güçlü İvme
Türkiye'nin küresel rekabete rağmen ihracat hacmini artırması, sektörün dayanıklılığını göstermektedir:
- Toplam Çelik Ürünü İhracatı: Ocak–Ağustos 2025 döneminde Türkiye'nin çelik ürün ihracatı %12,8 artarak ~10 milyon ton seviyesine ulaşmıştır.
- HRC İhracatında Rekor Artış: Aynı dönemde Sıcak Haddelenmiş Rulo (HRC) ihracatı %23,7 gibi önemli bir artışla ~1,99 milyon ton olmuştur. Bu, yassı çelik üretiminde yakalanan stratejik fırsatları kanıtlamaktadır.
Hammadde İthalatında Ters Yönlü Hareketler
Nihai ürün ihracatındaki artışa karşın, hammadde ve yarı mamul tedarikinde dikkat çeken bir dengesizlik mevcuttur:
- Hurda İthalatında Düşüş: Ocak–Ağustos 2025 döneminde Türkiye, hurda ithalatını geçen yılın aynı dönemine göre %9,4 azaltmıştır.
- Billet İthalatında Kritik Artış: Aynı dönemde döküm / yarı mamul ithalatı (billet & slab) ise %59,2 gibi rekor bir artışla ~2,07 milyon tona ulaşmıştır. Yüksek yarı mamul ithalatı, yerli tesisler için maliyet baskısı ve rekabet riski oluşturmaktadır.
3. Risk & Fırsat Analizi: Stratejik Öncelikler
Yeni AB kararları ve iç piyasa dinamikleri, Türk çelik üreticileri için hem büyük tehditler hem de yüksek kârlılık potansiyeli sunmaktadır:
✅ Riskler (Tehdit Unsurları)
- AB Kota ve Tarife Riski: AB’nin kotaları ve tarifeleri sertleştirme kararı, Türkiye’den AB’ye yapılan ihracatın marjını zayıflatabilir ve hacim kayıplarına yol açabilir.
- CBAM Maliyeti: AB’nin CBAM (Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması) gibi düzenlemeleri devreye alması, emisyonu yüksek üretim yapan tesisleri uzun vadede maliyet ve rekabet açısından dezavantajlı duruma sokabilir.
- Hammadde Maliyeti Kontrolü: Artan yarı mamul ithalatı ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar, maliyet kontrolünü zorlaştırarak operasyonel verimliliği düşürmektedir.
✅ Fırsatlar (Kazanım Alanları)
- AB Pazar Payı Fırsatı: AB'nin Çin çeliğine karşı uygulayacağı koruma tedbirleri, AB’nin yerli üretimine ve Türkiye gibi nitelikli tedarikçilere pazar avantajı sağlayabilir.
- Sürdürülebilir Üretim: Düşük karbonlu çelik üretim kapasitesi olan tesisler, CBAM dönemi ve sonrasında yüksek rekabet avantajı kazanacaktır.
- HRC İhracat Gücü: Türkiye’nin yassı çelikte yakaladığı güçlü ihracat ivmesini sürdürmesi, stratejik fırsatlar barındırmaktadır.
4. Sonuç: Stratejik Kısa Görünüm
Ekim ayının ilk haftasına girerken veriler, piyasanın hurda maliyetleri ile iç talep senkronunda hareket ettiğini gösteriyor. Gelecek hafta AB'den gelecek haberler kritik bir yön tayin edecektir.
Sektör Oyuncuları İçin Kritik Eşikler ve Tavsiyeler
1. Hurda Çıpa Noktası: Hurda spotu 340 $ çevresinde tutunursa, rebar'da $548–550/t kapanışları korunur. Aksi halde rebar'ın $535–545 bandına çekilme riski mevcuttur.
2. AB Ticaret Fırsatı: AB'nin kota ve tarife sıkılaştırma önerisi (7 Ekim) kabul edilirse, ithal kanal daralır ve Türkiye'den AB'ye HRC ihracatında netback (kârlılık) iyileşebilir.
3. Stok Yönetimi: İç satış temposu "ihtiyaç kadar" ilerlediği için, stok artırma yerine hızlı nakit teslim ve seçici tonaj koşullarını kabul eden müşterilere odaklanılmalıdır.
4. Küresel Rekabet ve Niş Ürünler: Çin’in yüksek ihracat temposu dış rekabeti artırırken, Türkiye için niş kalite, termin ve servis avantajları öne çıkarılmalıdır.
Sektördeki bu kritik denge anını yönetmek, doğru stratejilerle pozisyon almak için hayati önem taşır. Yakup Yılmaz Boru olarak, günlük demir fiyatları, güncel profil fiyatları, çelik hasır fiyatları ve trapez sac fiyatları dahil olmak üzere geniş ürün yelpazemizde müşterilerimize en rekabetçi çözümleri sunmaya devam ediyoruz. Özellikle geniş trapez sac üretimi kapasitemizle, projelerinizin ihtiyacına uygun fiyatlarla yanıt veriyoruz.
Yasal Uyarı: Bu makale, piyasa verilerine dayanarak yalnızca bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Ticari kararlarınızı vermeden önce mutlaka profesyonel danışmanlık almanızı öneririz.
Kaynakça Notu: Bu rapor; Metal Kaynak Haberleri Piyasa Verilerinden, Analist Güneş Bey'in yorumlarından ve bağımsız sektörel haber içeriklerinden derlenmiştir.