
2025 yılı itibarıyla demir-çelik sektörü, Türkiye ve Avrupa bölgelerinde önemli değişiklikler göstermektedir. Hem ihracat hem de ithalat rakamları yeni dinamiklere uyum sağlarken, piyasa oyuncularının temel odak noktası sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği olmuştur. Bu kapsamlı analiz, iki bölge arasındaki ticaretin güncel haritasını çıkarmaktadır.
İç piyasadaki güncel fiyat dengeleri ve AB'nin kota kararı öncesi son durumu incelemek isterseniz, en yeni analizimize buradan ulaşabilirsiniz: Demir-Çelik Piyasası Kritik Denge (3 Ekim 2025)
Türkiye’nin Demir Çelik Ticaretindeki Stratejik Rolü
Türkiye, Avrupa Birliği için coğrafi yakınlığı ve üretim kalitesi sayesinde vazgeçilmez bir tedarikçi konumundadır. İhracat hacmi, küresel ticaretteki zorluklara rağmen güçlü kalmaktadır.
- En Çok İhraç Edilen Ürünler: Kangal demir, profil boru ve sac türevleri (özellikle galvanizli ürünler) Türkiye'nin ihracat portföyünde öne çıkmaktadır.
- Başlıca Hedef Pazarlar: Avrupa Birliği ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarları, Türkiye'nin ana hedef pazarları olmaya devam etmektedir.
Avrupa Piyasasındaki Yeşil Değişim ve Talep
Avrupa Birliği (AB), Yeşil Mutabakat çerçevesinde net sıfır emisyon hedefine ulaşmak amacıyla politikalarını sıkılaştırmıştır. Bu durum, AB pazarındaki çelik taleplerini doğrudan etkilemektedir:
- AB, düşük karbon emisyonlu veya "yeşil çelik" sertifikasına sahip ürünlere olan talebi artırmıştır.
- Bu durum, Türk üreticileri için bir baskı unsuru oluşturmakla birlikte, çevreci ürün ihracatında önemli bir rekabet avantajı yaratmaktadır.
Fiyat Trendleri ve Kısa Vadeli Beklentiler
Piyasalar, hammadde maliyetleri, küresel talep ve enerji fiyatları ekseninde dengelenmektedir:
- Hurda Demir Fiyatları: Küresel tedarik zinciri baskıları nedeniyle hurda demir fiyatlarında yukarı yönlü hareket sürmektedir. Bu durum, üretim maliyetlerini doğrudan etkilemektedir.
- Yassı Ürünler (HRC): HRC fiyatlarında yatay bir dengelenme beklenmektedir. Ancak AB'den gelecek koruma kararları (kotalar/tarifeler) fiyatlara anlık destek sağlayabilir.
- Profil ve Boru: Özellikle profil ve boru ürün gruplarında (mekanik ve tesisat uygulamaları için) talep yurt içinde ve ihracatta yüksek seyretmektedir.
AB Ticaret Politikalarının Maliyetlere Etkisi (CBAM)
AB’nin uyguladığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Türkiye ile AB arasındaki ticaretteki en büyük maliyet faktörü haline gelmiştir. Karbon yoğun ürünlerin ithalatında ek maliyet getiren bu mekanizma nedeniyle:
- İhracat maliyetleri artmaktadır.
- Türk üreticiler, uzun vadede rekabetçi kalabilmek için yeşil çelik yatırımlarını ve enerji verimliliği çalışmalarını hızlandırma yoluna gitmektedir.
Sonuç: Yeni Ticaret Dönemi
Türkiye ve Avrupa arasındaki demir çelik ticareti 2025 yılında çevre politikaları, enerji maliyetleri ve jeopolitik risklere bağlı olarak şekillenmeye devam edecektir. Türkiye’nin ihracat rolü, kaliteden ve sürdürülebilirlikten ödün vermeden pazar payını korumak için hayati önem taşımaktadır.
En güncel demir çelik fiyatları, boru ve profil fiyatları için Yakıt Yılmaz Boru Fiyat Listesi sayfamızı ziyaret edin.



